6 Mart 2014 Perşembe

Türk Mutfağı'nın Mücevheri: Mücver

Mücver; ana malzemesi kabak olan ve kızartılarak tüketilen bir sebze yemeği/mezesidir.  Bizim mutfağımıza özgü olan bu güzel yiyeceğe bazı yörelerimizde kabak köftesi de denilir. Bazı anneler içerisine patates, bazıları havuç ekler ve çeşit çeşit formda kızartılarak, fırınlanarak ve mutlaka üzeri yoğurtla taçlandırılarak tüketlilir. 

Başroldeki kabaklara yardımcı oyuncu olarak eşlik eden un ve yumurta nedeniyle, buğday ve/veya yumurta alerjisi olan kişiler tarafından bu hâli ile tüketilmesi ne yazık ki mümkün değil. 

Ancak tarifinde yapılabilecek bir kaç ufak değişiklik hamlesi ile mücveri allergy-free (alerjik olmayan) hale dönüştürebiliriz. Böylece bu muhteşem lezzet ile tanışmalarına hiçbir engel kalmaz. Nasıl mı? 

Malzemeler:
3 adet kabak
1 adet kuru soğan
1 küçük demet maydanoz
1 küçük demet dereotu
2-3 adet tatlı sivribiber
8 yemek kaşığı mısır unu - Dikkat! Mısır alerjisi olan kişilerde uygulanamaz!
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı 
2 çay kaşığı tuz
Eğer çocuğunuzun baharatlar ile ilgili alerjik bir sorunu yoksa ve lezzeti yadırgamaz ise ekleyin;
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı kuru nane
1 çay kaşığı kimyon 
1/2 çay kaşığı karbonat

Yapılışı:
Kabakları ve soğanı rendeleyin, maydanoz ve dereotunu ince ince kıyın. Eğer mutfak robotunuz var ise soğan ve yeşillikleri birlikte rondodan geçirir ve kabakları da robotta rendelerseniz müthiş vakit kazanabilirsiniz. 
Rendelenmiş ve kıyılmış kabak, soğan ve yeşillikleri derin bir kapta harmanlayın. Karışım içerisine zeytinyağı ve tuzu ekleyin, iyice karıştırın. En son mısır ununu da ekleyerek karıştırın ve ne çok sıvı ne de çok katı olacak şekilde hafif akışkan bir kıvam elde edin. Bu kıvamı tutturana kadar mısır unu veya su takviyesi yapmak serbest :)
Bir kızartma tavası içerisine zeytinyağı ekleyerek kızdırın, kaşık yardımıyla mücveri tavaya döküp şekil verin ve önlü arkalı kızartın. 
Servis tabağına alırken tabağa kağıt havlu yayarak fazla yağı çektirmeyi unutmayın. Sıcak sıcak yavrunuza yedirin, afiyet olsun!

En az Ela kadar ben de bu lezzetin tutkunu oldum desem yalan olmaz. Sabah kahvaltısı, ikindi çayı ve hatta akşam yemeği dahi tüketimi için uygun diye düşünüyorum. İçeriğindeki yoğun yeşillik miktarı ile de miniğiniz için sağlıklı bir alternatif. Dilerseniz fırın kabı ya da muffin kaplarına döküp yarım saat kadar fırınlayarak daha da sağlıklı hale getirebilirsiniz. 

Eğer mısır ununun tadından hoşlanıyorsanız kızartarak ya da fırınlayarak her hali ile bu mücvere siz de bayılacaksınız!

9 Şubat 2014 Pazar

Epipen'i Bilen Parmak Kaldırsın


Epipen denildiğinde aklınıza ilk ne gelir? Çoğunuzun hayat kurtaran bir adrenalin kiti olduğunu bilmediğinize bahse girerim... Peki hiç anafilaksi kelimesini duydunuz mu?

Ülkemizde birçok kişinin aklına alerji denildiği zaman herhangi bir nedenle vücutta oluşan masum döküntü ve kaşıntıdan ötesi gelmez. Haliyle, "alerji" ile "ölümcül tehlike" kelimelerinin aynı cümleye konu edilebileceği düşünülemez.
Çoğu Avrupa ülkesi ile birlikte Amerika ve özellikle Kanada'da ise durum bizde olduğundan çok çok farklı. Besin alerjileri söz konusu olduğunda, hem bilinç hem de uygulamalar anlamında ciddi ileri seviyede olduklarını söyleyebilirim.
Okul çağına gelen alerjik çocukların aileleri ile okulların yaptığı toplantılar vesilesiyle çocuğa okul içerisinde -alerjisi olan besin maddesine maruz kalmayacağı şekilde- güvenli ortam yaratan programlardan tutun da, ergenlik çağında olup besin alerjisi devam eden ergenlerin konu ile ilgili hassasiyetleri için danışma hatları kurmak ve hatta alerjik ergenlerin flört hayatlarında besin bulaşması -öpüşme- nedeniyle anafilaksi geçirme risklerini ortadan kaldırmak için bilinçlendirici eğitim programlarına kadar her alanda alerjik insanların ve ailelerinin hayatlarını kolaylaştıracak ve bilinç seviyesini arttıracak detaylar düşünülmüş ve uygulamaya konulmuş.
Anaokuluna başlayan alerjik olan ya da olmayan her çocuğa ve ebeveynlerine alerji konusunda bilgilendirme eğitimi verilip alerjik bir reaksiyona maruz kalan kişiye nasıl yardım edebilecekleri de detaylı olarak anlatılmakta. Yani bahsi geçen ülkelerde yaşadığınızı ve alerjik bir çocuğunuz olduğunu düşünürseniz; okula gideceği servisi kullanan şoförden, yemek yediği alanı temizleyen görevliye, öğretmenlerinden, arkadaşlarına ve arkadaşlarının ailelerine kadar herkes alerji konusunda eğitim alıp olası bir acil durumda uygulanması gereken aksiyon planı hakkında bilgi sahibi oluyor. Bu bilinç seviyesini gerçekten ayakta alkışlamak istiyor insan!
Dün karşılaştığım bir haber ise bu ülkelerde konuya gösterilen özene olan hayranlığımı ve ne yalan söyleyeyim ülkemizde bu imkanlara sahip olmadığımız için hissettiğim üzüntü ve kıskançlığımı bir kat daha arttırdı.
Konu; alerji ve anafilaksi yönetimi hakkında bilinç seviyesini ve farkındalığı arttırmak amacıyla Kanada'da başlatılmış olan bir reklam kampanyası. Pfizer ilaç firması, Kanada'da NASCAR yarışlarında yer alan bir arabaya Epipen reklamı giydirerek onlarla sponsorluk anlaşması imzalamış. Geniş kitlelerce takip edilen bu araba yarışlarında böylesi bir farkındalık kampanyası yaratılması gerçekten etkileyici.

İnsanlar temel konuları çoktan rayına oturtmuş artık neyi daha iyi yapalım'ın peşinde...

Ben ise kendi çapımda yazdığım bu blog ile en azından yakın çevremi bilgilendirmiş olarak onların da kendi çevresindekilere öğrendiklerini aktarması ve bu durumun suya atılan taş etkisi yaratması beklentisindeyim naçizane...
Ve böyle böyle etrafımda "azıcık yedirsen bünyesi alışır" diyen bilinçsiz kişilerin azalacak olmasını ümid ediyorum.

Not: Yazının başında sorduğum sorular hakkında içinizde bir merak uyandıysa; buyrun buradan devam edin :) Daha da araştırmacı ruhlu olanlar buraya da göz atabilir...