Mısır sevmeyen çocuk var mıdır? Ben mısır sevmeyen bir çocuğu hiç görmemiş olmakla birlikte etrafımdaki çoğu yetişkinin de mısırı hangi formda olursa olsun aynı bir çocuk iştahı ve sevinciyle tükettiğini söyleyebilirim. Ela aşağıda açıklayacağım nedenlerden ötürü mısırla biraz geç tanışmak zorunda kaldı, ve yer yemez o da tüm çocuklar gibi bağımlısı oldu :)
Daha önceki yazılarımda Ela'nın buğday alerjisi olduğundan bahsetmiştim. Birçok insan bunu çölyak hastalığı ile benzetip karıştırıyor ancak ikisi birbirinden biraz farklı rahatsızlıklardır. Çölyak hastalığında; Glutensiz/Gluten Free denilen beslenme şekli çoğunlukla yeterli olabiliyor. Gluten; bitkisel bir protein olup raf ömrünü uzatıcı, kabartıcı ve nem tutucu özelliklere sahip olduğundan hazır gıdalarda sıklıkla kullanılıyor. Market ürünlerinin yaklaşık yüzde 80'inin gluten içerdiği düşünüldüğünde aslında glutensiz beslenmenin ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz. Yine de günümüzde neredeyse hemen hemen her büyük markette Glutensiz/Gluten Free reyonları ve bu reyonlarda çok çeşitli hazır gıda alternatifleri bulunabiliyor.
Söz konusu buğday alerjisi olduğunda ise gluten ile birlikte buğday ve buğdayın bütün türevlerinden de itina ile uzak durmak gerekiyor. Buğday ve türevleri dediğimizde uzak durulması gereken başlıca besin maddelerini şöyle sıralayabiliriz; un (çavdar, yulaf, arpa, kepek, durum buğdayı), kahvaltılık tahıllar ve gevrekler, makarna, kuskus, erişte, şehriye, bulgur, irmik, ekmek çeşitleri, nişasta, hazır bisküvi ve krakerler, ev yapımı poğaça, börek ve çörekler... Liste ne yazık ki oldukça kabarık.
Biz, deneyip alerji açısından güvenli olduğundan emin olduktan sonra, Ela için uzunca bir süre pirinç unu kullandık. Pirinç unu kullanarak meyveli muhallebi (sütsüz, su ile) ve bir takım kek pişirme denemelerimiz oldu. Mahrum kalınan besinleri düşündüğünüzde bunlar çok da yeterli alternatifler değildi. Mısır ununun, buğday ununa karşı pirinç unundan daha iyi bir alternatif olması hep aklımızda olmasına rağmen, yüksek riskli bir alerjen besin olarak bilindiğinden, yaklaşık 2 yaşına kadar bu mısır unundan uzak durduk. Bu noktada dikkat; mısır alerjen bir besindir, buğday alerjisi olan çocukların bir kısmı mısıra karşı da alerji geliştirmiş olabilirler. Bu nedenle tüketiminin son derece dikkatle ve doktor tavsiyesi ile yapılması gerekebilir.
Kışın patlatıp, yazın da haşlayıp yediğimiz mısırın sağlık üzerinde de bir çok olumlu etkisinin olduğunu ve hatta Karadeniz yöresi insanlarının kanlı canlı ve enerjik yapılarının mısır tüketiminin fazla olmasından kaynaklandığını hep duymuşuzdur. Tam bir vitamin deposu olan mısır B1, B5, B3 ve C vitamini açısından zengin olmakla birlikte iyi bir lif ve magnezyum kaynağıdır.
Artık mısır bizim evimizde de hem Ela hem de bizler için hayat kurtarıcı ve leziz, üstelik de sağlıklı bir besin kaynağı halinde çok farklı formlarda tüketiliyor. Patlamış ve haşlanmış mısır ile abur cubur yiyecek kontenjanımıza hem lezzetli hem de sağlıklı alternatifler eklemiş olduk. En iyi buluşumuz ise teflon tavada mısır ekmeği oldu :) Aşağıda tarifini bulabileceğiniz mısır ekmeğini Ela'nın ekmek, poğaça, tuzlu çörek ihtiyacı için farklı form ve şekillerde pişirip kullanıyoruz. Maaile beğenerek yiyoruz dersem ne kadar leziz olduğunu anlatmış olurum sanırım.
Malzemeler: -bu tarif inek sütü ve buğday alerjisi gözönüne alınarak oluşturulmuştur-
2 su bardağı mısır unu (bize en doğalı ve hasını Rize'den getiren Beyhan Teyzemize bin teşekkür)
3 su bardağı su
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı üzüm pekmezi
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Hazırlanışı:
Tüm malzemeler derin bir kapta karıştırılıp kekten biraz daha akışkan bir sıvı karışım elde edilir. Altını yağladığınız borcama dökerek fırında veya yağ döktüğünüz teflon tavada altını üstünü çevirerek pişirilir. Kapağı açık ve ağır ateşte pişirilmelidir.
Tavada pişirilen bizce çok daha lezzetli oluyor! Mısır unu ile yaptığım tavuk köftesinin reklamını da şimdi buradan yapıp, ilerleyen günlerdeki yazılarımda bu tarifi de paylaşacağımı bildiririm.