Bir çocuk büyütmek çok büyük bir sorumluluk ve iş. Ela doğduktan sonra, niyetim onunla beraber büyümek olduğu için, işi bırakma kararı almıştım. İnsan Kaynakları alanında çalışmış olmamın getirdiği alışkanlıktan olsa gerek çocuk büyütmeyi bir iş, işin pozisyonunu da insan yetiştirici olarak hayal ederim zaman zaman. Düşününce aslında benzer yönleri oldukça fazla. Bir kere işvereniniz; çocuğunuzun ta kendisi. Mesai saatleri; biraz acımasız olmakla birlikte çoğunlukla 7/24. Ayrıca home office :) Özellikle birinci yaşı süresince gittiğiniz aylık doktor kontrolleri ise performans görüşmeleriniz; boyu kaç cm uzamış, kaç gr almış, agucuk demeye başlamış mı, ilk dişi patlamış mı, oturmuş mu, kalkmış mı, vs... Ücretiniz; sağlığının, gelişiminin yolunda olduğunu görüp için için dediğiniz her "ohhh be, şükürler olsun!". Bonus ödemeniz; ayaklandığında koşup sarılması, durduk yere öpmesi, dili çözüldüğünde de "seni çooook seviyorum" demesi. En güzel kısmı ise yüksek iş tatmini! Başınıza gelebilecek her türlü olumsuzluğa rağmen sihirli bir şekilde motivasyonunuzu, işe ve işverene olan bağlılığınızı asla yitirmemeniz. İşi bırakma kararımdan, istifa ettiğim günden beri hiç bir pişmanlık duymadım. Bunda Ela ile hergün eğleniyor ve öğreniyor olmamın yanı sıra geçirdiğimiz ilk alerji atağının da payı var diye düşünürüm hep.
Alerji atağı ya da alerjik reaksiyon; bağışıklık sisteminin bir tepkisidir. Vücut bir yiyeceğin bileşenlerinden birini, çoğunlukla da hayvansal proteini, zararlı bir madde olarak algılar ve ona karşı savaş açıp savunmaya geçer. Bu savaşı verirken vücudun gösterdiği reaksiyonlar hafiften şiddetliye kadar değişkenlik gösterebilir.
En ciddi reaksiyon biçimi, bizim de ne yazık ki dört defa yaşadığımız anafilaksidir. Anafilaksi, aniden ortaya çıkan, vücudu çok etkileyen, kısa sürede ölümle de sonuçlanabilen, şiddetli antijen-antikor tepkimesidir. Kişinin duyarlı olduğu maddeyle (buna alerjen deniliyor) karşılaşması nedeniyle ortaya çıkan anaflaksinin kısa sürede oluşturduğu şiddetli belirti ve bulgulara da anaflaktik şok denilmektedir.
Alerji atağı ya da alerjik reaksiyon; bağışıklık sisteminin bir tepkisidir. Vücut bir yiyeceğin bileşenlerinden birini, çoğunlukla da hayvansal proteini, zararlı bir madde olarak algılar ve ona karşı savaş açıp savunmaya geçer. Bu savaşı verirken vücudun gösterdiği reaksiyonlar hafiften şiddetliye kadar değişkenlik gösterebilir.
En ciddi reaksiyon biçimi, bizim de ne yazık ki dört defa yaşadığımız anafilaksidir. Anafilaksi, aniden ortaya çıkan, vücudu çok etkileyen, kısa sürede ölümle de sonuçlanabilen, şiddetli antijen-antikor tepkimesidir. Kişinin duyarlı olduğu maddeyle (buna alerjen deniliyor) karşılaşması nedeniyle ortaya çıkan anaflaksinin kısa sürede oluşturduğu şiddetli belirti ve bulgulara da anaflaktik şok denilmektedir.
Burada bir parantez açarak belirtmek isterim ki; adını sıkça duyduğunuz "besin duyarlılığı" besin alerjisinden tamamen farklı olarak, söz konusu besin maddesine karşı sindirim sisteminin verdiği bir tepkidir ve hayati tehlikesi yoktur. Ela'nın bugüne kadar geçirdiği alerjik reaksiyonlar, seyri ve şiddeti gözönüne alındığında doktorları tarafından da anaflaktik şok olarak tanımlandı.
Her besin alerjisi olan çocuğun bu riski taşıdığını söylemek doğru olmaz. Çünkü vücudun alerjen maddeye verdiği tepki kişiden kişiye değişkenlik gösterebiliyor. Kimi çocuklar süt içtiklerinde ya da süte temas ettiklerinde ciltte kızarma, döküntü, kusma, ishal gibi belirtiler gösterirken, vücudunun reaksiyonu daha şiddetli olan çocuklarda bu tepki solunum yollarında daralma ve solunumda güçlük, şiddetli kaşıntı, bayılma ve şuur kaybı olabiliyor.
Her besin alerjisi olan çocuğun bu riski taşıdığını söylemek doğru olmaz. Çünkü vücudun alerjen maddeye verdiği tepki kişiden kişiye değişkenlik gösterebiliyor. Kimi çocuklar süt içtiklerinde ya da süte temas ettiklerinde ciltte kızarma, döküntü, kusma, ishal gibi belirtiler gösterirken, vücudunun reaksiyonu daha şiddetli olan çocuklarda bu tepki solunum yollarında daralma ve solunumda güçlük, şiddetli kaşıntı, bayılma ve şuur kaybı olabiliyor.
Biz ne yazık ki dört vakamızda da ikinci grupta yer aldık. Böyle bir tablo ile karşılaştığında ebeveynlerin yapması gereken ilk şey soğukkanlı kalarak doğru durum değerlendirmesi yapmak, zamanı doğru kullanmak ve hemen en yakın sağlık kurumunun acil servisine başvurmak olmalı. Anaflaktik şok riski taşıyan alerjik çocuk sahibi ailelerin mutlaka ve her zaman yanlarında adrenalin içeren epinefrin otoenjektörü taşımaları gerekmektedir. Bu ilacı anaflaksi gelişmesi halinde çocuğa enjekte etmeniz hayat kurtarıcı bir yöntemdir ve çocuğu acil servise götürene kadar size 15-20 dakikalık bir süre sağlayabilir. Zaman çok ama çok önemlidir çünkü anaflaksi çok hızlı ve çok şiddetli gelişir.
Daha iyi anlatmak için Ela'nın geçen hafta yaşadığı alerji atağını ve yaptıklarımızı çok kısa özetleyeceğim.
Ela bir akşam arkadaşının oyuncağını almış oynarken gözünü, burnunu kaşınmaya başladı. Muhtemelen oynadığı oyuncak üzerine alerjisi olduğu besin maddelerinden birisi bulaşmıştı. Kaşıntıyı şiddetli hapşırma, hapşırmayı daha da şiddetli kazırcasına kaşınma takip etti. Saniyeler içerisinde tüm yüzü minik sivilceler şeklinde döktü. Nihayetinde de göz altları, göz kapakları ve burnu şişti. Tüm bu anlattıklarım yaklaşık 2-3 dakika içerisinde oldu. Evden çıkıp acil servise ulaştığımızda (tam 4 dakika sürdü) Ela'nın şişme nedeniyle gözlerinin çizgi haline gelip neredeyse kapandığını söylersem anafilaksinin seyir şiddeti ve hızını iyice vurgulamış olurum sanırım. Önceden olasılık hesaplaması ve plan yapmanın böyle bir acil durumda çok zaman kazandırdığını söylemeliyim. Dolayısıyla böyle bir alerjik risk taşıyan çocuğunuz varsa lütfen acil durumda yapılacakları düşünün ve planlayın. Ben gerek hastaneye çok çok yakında olduğumuz için gerekse reaksiyonu en başından takip edip seyiri tahmin etme şansımız olduğu için epinefrin otoenjektörünü kullanmama kararı verdim. Eğer durum daha farklı olsaydı seyirin hızını gözönüne alarak enjeksiyonu yapmak gerekebilirdi.
Acile başvurduğunuzda konunun alerjik olduğunu hızla belirtin. Sizi hemen müdahale odasına alacaklardır, acil doktoru solunum vs bakımından değerlendirmeyi yaparken size sorular yöneltebilir. Soğukkanlılıkla ve hızla net ve kısaca olanları ve alerjik öykünüzü anlatmanız oldukça yardımcı olacaktır. Çocuğunuzun kilosuna uygun miktarda adrenalin ve kortizon iğneleri hazırlanarak kaba etine enjekte edilir ve bu ilaçlar alerjik reaksiyonu hızla baskılayarak durduracaktır. Doktor ise en az 1 saat süre ile sizi müşahede altında tutmak isteyebilir ve bu süre zarfında ara ara solunum kontrolü yapmak isteyebilir.
Herşey yolunda gittiği takdirde gönül rahatlığı, şükür duaları ve sayısız endişe ile evinize dönebilirsiniz. Ertesi gün ise neden oldu, neyi daha iyi yapabilirdim, neyi atladım diye düşünürsünüz. Takip eden yazılarımda Ela'nın anafilaksi nedenlerini, benim dikkat etiklerimi, gözümden kaçanları ve tahmin ettiğim sebepleri detaylı olarak paylaşacağım.
Aynı dertten muzdarip olduğum annelere not: besin alerjisi; tedavisi sadece o besinden uzak durmak olan vücudun bağışıklık sistemi ile zamanla yendiği çok yüksek ihtimalle gelip geçecek bir hastalıktır. Ela'nın alerjisinin de bir zaman geçeceğini biliyorum, sadece zamanını bilemiyorum. Sabrınızı ve umudunuzu kaybetmeyin :)
Çok geçmiş olsun... :(
YanıtlaSilTeşekkür ederim love and smile, tatlı oğlunuzla sağlıklı bir ömür dilerim
YanıtlaSil